Kaliforniya Sendromu, toplumda özellikle kalbur üstü olarak tabir ettiğimiz kesimlerde görülen, tamamen hazcılık (hedonizm) anlayı...
Şahmaran Efsanesi, Anadolu'da nesilden nesile aktarılmış, yılanların şahı olan Şahmaran ile insanoğlunun karşılaşmasını ...
ŞAHMARAN EFSANESİ
3/24/2019
Tarih
0 Comments
3/24/2019 Tarih 0 Comments
Şahmaran ''İnsanoğlu nankördür, küçük menfaatleri karşısında başkalarının muazzam zararlarına razı olur'' demiştir. Bu açıdan bakıldığında, Şahmaran ihanete uğrayacağını bilmektedir. Baştan beri insanlığı açgözlü ve menfaatçi olarak gören Şahmaran, Camsab'a olan sevgisinden dolayı bile bile ölüme gitmiştir. Belki de insanlığın açgözlü ve bencilliğini yüzüne vurmak ve ders vermek istemiştir. Thomas Hobbes da insanın doğasını anlatırken bu hususu vurgular. Ona göre insanlar, sürekli olarak birbiriyle çekişen, birbirini kemiren, birbirini yiyip bitiren varlıklardır. Bu açıdan bakıldığında, içimizdeki kötü duyguları bastırmalıyız, egolarımızdan ve sadece kendi çıkarlarımızı düşünmekten vazgeçmeliyiz.Bunu başaramadığımız sürece, dünya yaşanılmaz bir yer olmaya devam edecektir.
Deliler diğer ismi ile Azaplar, ürkütücü kıyafetleri, savaş tarzları ve üstlendikleri misyonla Osmanlı Ordusunun en seçkin ve gözü ...
OSMANLI ORDUSUNUN FEDAİLERİ:DELİLER
3/23/2019
Tarih
0 Comments
3/23/2019 Tarih 0 Comments
Heron, Roma İmparatorluğunun hakimiyetinde bulunan İskenderiye şehrinde yaşamış bir kısım eserleri günümüze kadar ulaşmış, bugün...
ANTİK ÇAĞIN DEHASI İSKENDERİYELİ HERON
3/22/2019
Tarih
0 Comments
3/22/2019 Tarih 0 Comments
Heron, Roma İmparatorluğunun hakimiyetinde bulunan İskenderiye şehrinde yaşamış bir kısım eserleri günümüze kadar ulaşmış, bugünün modern teknolojilerinin ilk örneklerinin mucidi değerli bir bilim adamıdır. Antik çağın en büyük deneycilerinden olan Heron sahip olduğu hayalgücüyle günümüz dünyasını şaşkınlığa uğratmıştır. Tüm vaktini o dönemin bilim merkezi olan İskenderiye Kütüphanesinde geçiren ve 'Kahraman' lakabıyla tanınan Heron'un matematik, fizik ve mekanik konularında yazmış olduğu 13 eser günümüze kadar ulaşmıştır. Antik çağda özellikle rahipler kendi kiliselerinin imajını arttırmak için birçok kez Heron'un kapısını çalmıştır. İşte antik çağın en önemli mucitlerinden biri olan Heron'un çağın çok ötesindeki icatları....
1880 yılında yapılan bir Parfüm Otomatı Heron'un 2000 yıl önce yaptığı Kutsal Su Otomatı |
Tarihin en büyük bilim adamlarından biri olan Heron dehasıyla zamanının çok ilerisinde bir bilim adamı olduğunu ıspatlamıştır. Yukarıda bahsedilen icatları dışında, rüzgar enerjisinin en erken örneğini teşkil eden yel değirmenlerinden, hava, su ve buhardan yararlanma tekniklerine, mekanikte vinç, makara ve manivera sistemlerine, matematikte geometrik şekiller ile arazi ölçümlerine kadar birçok alanda sayısız eser ve icat ortaya koymuştur. Bulunduğu antik çağa damga vuran Heron, hayalgücünün sınırları olmadığını ortaya koyduğu eserlerle bizlere göstermiştir. Tüm ömrünü bilime adayan bu dehanın yaşamı ve çalışmaları gelecek nesillere örnek teşkil etmektedir.
Hristiyan temelli olan Mormon Dini, bugün sayıları 15 milyonu bulan taraftarlarıyla hristiyanlığın yeniden yorumlanmış halidir. Semavi...
ÇOK EŞLİ HRİSTİYAN TOPLULUK: MORMONLAR
3/20/2019
Toplum ve Din
0 Comments
3/20/2019 Toplum ve Din 0 Comments
Kitap yazıldıktan sonra Smith 1830 yılında peygamberliğini ilan etmiş ve kendilerini Son Zaman Azizleri olarak nitelendirmiştir. Sayıları gün geçtikçe artan Mormonlar büyük bir tehlike olarak görülmüştür. 1844 yılında meydana gelen bir halk ayaklanmasında, Joseph Smith ve yardımcıları bulunduğu evde yakılarak öldürülmüştür. Üzerlerindeki baskılar artan Mormonlar, günümüzde etkin olarak yaşadıkları ve nüfusun %80'ini oluşturdukları Utah eyaletine göç etmek zorunda kalmışlardır. İnanışlarına göre, Joseph Smith, kıyametten önceki son dönemin ilk peygamberidir ve peygamberler gelmeye devam etmektedir. Bugünkü peygamberlerinin ismi Thomas S. Monson'dur ve yılda iki kez -Nisan ve Ekim aylarında- düzenli olarak tüm müritlerine sohbet vermektedir.
Mormonlar, Baba-Oğul ve Kutsal Ruh'dan oluşan üçlü birlik anlayışı yerine, hepsini ayrı birer varlık olduğuna inanırlar. İsa Mesih Tanrı'nın oğludur. Tanrıyla sürekli iletişim halinde olduklarına inanan Mormonlar, günümüzde de peygamber ve havarislerin gelebileceği fikrini benimsemiştir. Amaçları yaşayan peygamberler vasıtasıyla değiştirilmiş ve tahribata uğramış olan İncili ve Tevratı düzeltip yeniden şekillendirmektir.
Gelenekselci Mormonlar, Tanrının insan gibi etten kemikten olduğunu iddia ederler. Bu görüşe karşı çıkan Mormonlar da vardır.İnsanların dünyadaki yaşayışlarına göre öldükten sonra cennet ya da cehenneme gideceğine inanılır. İsa Mesih'in tekrar yeryüzüne inmesiyle, inananların yeni bedenlerine kavuşacaklarını savunurlar. Kendi içlerindeki bir diğer çelişki de, her insanın inancının seviyesine göre Tanrılaşabileceğine inanmalarıdır. Yine Mormon inancında vahiy almak için peygamber olmanıza gerek yoktur. Düzgün ve kitaplarına uygun olarak yaşayan bireylerin kişisel vahiy adı altında Tanrı ile iletişim kurabileceğine inanılır. Siyahi insanların Tanrı tarafından lanetlendiği düşündükleri için, uzun süre Mormon olmaları engellenmiş ancak 1978 yılında kendi deyimleriyle gelen vahiye istineden kilisenin onayı ile bu yasak kaldırılmıştır.
Mormon inancının 4 temel ilkesi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Tanrı'ya iman, ikincisi tövbe, üçüncüsü günahlarından arınmak için yaptıkları vaftiz ve dördüncüsü kutsal ruh armağanı için ellerinin baş üstüne konulmasıdır. Doğuştan yapılan vaftizin aksine, çocuklarını 8 yaşında vaftiz ederler. İsrailoğullarının tekrar toplanacağına ve kutsal topraklarda (Yeni Kudüs olarak değerlendirdikleri Amerika Kıtası) biraraya geleceğine, İsa Mesih'in yeryüzüne inmesiyle dünyanın bir cennete dönüşeceğine ve yenileneceğine inanırlar. Mormon olmayanların kiliselerine girmeleri serbest iken, tapınaklarına girmek için Mormon olmak şarttır. Mormon kiliseleri, resim ve heykellerin bulunmaması sebebiyle diğer Hristiyan kiliselerinden farklıdır. Bugün Türkiye Kapadokya'da bulunan kiliseler Mormonlar tarafından kutsal sayılmakta ve her sene düzenli olarak ziyaret edilmektedir.
Mormonların Hayat Tarzları ve Çok Eşlilik
Günümüzde büyük çoğunluğu Utah eyaletinde yaşayan Mormonlar, Amerika'da yaşayan diğer bir hristiyan grup olan Amişlerin aksine, daha sosyal bir yaşam tarzını benimsemişlerdir. Bilim ve sanat onlar için değerlidir. Dans etmeyi, müziği, özellikle piyano çalmayı çok severler. Eğitime önem veren Mormonlar Utah eyaletinde Bringam Young Üniversitesini kurmuşlardır. İnanışlarına göre Brigham Young, 20'nci yüzyılın başlarında yaşamış Mormon peygamberidir. Mormonların birçoğu iki yada üç dil bilmektedir. Dil öğrenmeye bu denli önem vermelerinin bir diğer sebebi ise misyonerlik faaliyetleridir. 18 yaşına gelen Mormon gençleri dünyanın birçok noktasına dinlerini anlatmak için gönderilmektedir. Türkiye'de de İsa Mesih'in Son Zaman Azizler Kilisesi Derneği adı altında faaliyetlerini yürütmektedirler. Türkiye'deki Mormon dinine inananların sayısının 1000-2000 civarı olduğu düşünülmektedir.
Bedenlerini öldükten sonra Tanrı'ya geri vereceklerine inanan Mormonlar, sağlıklarına çok fazla önem göstermektedir. Çay ve kahve başta olmak üzere kafein,kola, nikotin ve alkol içeren içeceklerden uzak durmaktadırlar. Yine İsa Mesih'in kendilerine verdikleri rahiplik yetkisiyle, ağır hastaların iyileştirilebileceğine inanılır. Tanrı'nın insanları her an cezalandırabileceği inanan Mormonlar, böyle bir felakete hazırlıklı olabilmek için gıda stokları yaparlar. Pazar günü kutsal sayıldığından kiliselerde ailecek toplanıp ilahiler okurlar. Ayrıca, aile ilişkilerini kuvvetlendirmek için, ailecek pazartesi akşamları evde, cuma akşamları dışarda vakit geçirirler.
Aynı gün evlenen 5 mormon kızkardeş |
Mormonlarda evlilik müessesi kutsal sayılmıştır. 18 yaşını geçen Mormon gençleri evliliğe yönlendirilir. Evlilikleri Utah'ta bulunan büyük Mormon Kilisesi'nde gerçekleştirilir. Amerika'daki boşanma oranlarının yüksekliğinin aksine, bu oran Mormonlarda çok azdır. Çünkü boşanmak için yasal yolların dışında Mormon kilisesinin onayı gereklidir ve bu kiliseler boşanmanın engellenmesi için birçok zorluk çıkarmaktadır. Yine, boşanmaların engellenmesi için aile danışmanlık sistemleri kurulmuştur. Çok çocuk sahibi olmak dinlerinin bir gereğidir. Evlilik öncesi cinsel ilişki kesinlikle yasaktır. Çok çocuk sahibi olmaları nüfuslarının hızla artmasına sebep olmuştur. Bu açıdan bir strateji olarak değerlendirilebilir.
Bringham Young'ın eşleri |
Mormon inancındaki en büyük tartışma konusu, çok eşliliktir. İsa Mesih'in birden fazla eşi olduğu için, bunu kendilerine hak görmektedirler. Ayrıca, cemaatin ilk kurulduğu dönemlerde inanların sayısını arttırmak için çok evliliği teşvik ettikleri belirtilir. Rivayetlerde; Mormon Dininin kurucusu Joseph Smith'in 40 tane, yine Mormon peygamberlerinden biri olan ve adına üniversite kurulan Brigham Young'ın 27 tane eşi olduğu ve her akşam bütün eşlerini toplayarak ibadet ettiği belirtilir. Diğer taraftan modern Mormonlar bu görüşe karşı çıkarlar ve 1890 yılında Federasyona katılmak için çok eşliliğin kilise tarafından yasaklandığını belirtirler.
Ancak, günümüzde kısıtlı da olsa, Centennial Park'ta yoğunlaşan Fundamentalist (gelenekçi) Mormonlar, çok eşliliği dinlerinin bir emri olarak görmekte ve bu teamülü yaşatmaktadır. Öyle ki; Canyonlands Milli Parkı'nda yaşayan ve 2002 yılında 92 yaşında hayatını kaybeden Mormonların lideri baba Rulon Jeffs'in, 75 eşi olduğu belirtilmektedir. Cennete giden yolda çok eşlilik ve çok çocuk sahibi olmak bir basamak olarak görülmektedir. Çok eşli bir aileden gelen Mormonlar için 4-5 kadınla evlilik yapılması doğal karşılanmaktadır. Çok eşlilik konusu bir zorunluluk olmaktan ziyade, kişilerin isteğine bağlıdır.
"Biz Toltekler ağaca baktığımızda onu dinler ve ondan çok şey öğreniriz, Siz beyazlar, ağaçtan ne kadar kereste ve k â r elde edebile...
TOLTEK BİLGELİĞİ VE 4 ANLAŞMA
3/17/2019
Psikoloji
3 Comments
3/17/2019 Psikoloji 3 Comments
Don Miguel Ruiz
Don Miguel Ruiz
Bu öğretide 'Gezegensel Rüya' kavramı çok önemli bir yere sahiptir. Rüya bildiğimizin aksine sadece uyurken değil, uyanıkken de gürdüğümüz süreçlerin bütünüdür. Bireyler, kendilerine empoze edilen inanç ve davranış biçimlerine uygun olarak koşullu bir zihin yapısıyla bu rüyaları görmeye devam ederler. Bizden öncekilerinde bu şekilde inandığı ve bizlere miras bıraktığı bütün inanç ve fikirler Gezegenin Rüyasını oluşturmaktadır. Bu dar kalıplar doğrultusunda biçimlenen hayatlarımız, yani rüyalarımız birleşerek Gezegensel Rüyayı meydana getirmektedir.
Bu fikir ve inanışlar insanın doğumu ile başlar ve tüm hayatı boyunca devam eder. Konuştuğumuz dil, inandığımız din, uymamız gereken toplumsal kurallar hatta bize verilen isimlerimiz; üzerinde tartışılmayan ve sorgulanmayan Gezegensel Rüyanın Anlaşmalarıdır. İnsan tüm bu anlaşmalara sadık olarak yaşasa bile, yine de zihninin yarattığı aykırı sesleri susturamaz ve içsel tatmini yaşayamaz. Don Miguel Ruiz zihnimizde depoladığımız inançların %95'inin yalan olduğunu ve bu yüzden acı çektiğimizi savunur. İşte bu noktada Ruiz kitlesel gezegensel rüyadan uyanmak için 4 Anlaşmayı kabul etmemiz ve benimsememiz gerektiğini savunur. Ancak bunu yaptığımız takdirde, kendimize ait 'Bireysel Cennet Rüyası'na ulaşabileceğimizi iddia eder.
1'inci Anlaşma: Kullandığınız Sözcükleri Özenle Seçin: Sözler sizin yaratma gücünüzdür. Herşeyi sözlerle gerçek kılarsınız. Kendi gerçekliğimizi ortaya çıkarırken sözcüklere ihtiyaç duyarız. Sözcükleri kötüye kullandığınız takdirde, kendi cehenneminizi yaratmış olursunuz. İnsanlar konuşurken hem kendine hem de karşısındakine büyü yaptığının farkında değildir. Miguel Ruiz'in bu konuda verdiği örnek çarpıcıdır. Bir arkadaşınıza rastladığınızda ve ona ilk olarak yüzünün renginin kanserli hastalara benzediğini belirttiğinizde, arkadaşınız buna inanırsa söylediğiniz sözcüklerle bir anlaşma yapmış olur. Bu anlaşmayı benimsediği takdirde, kısa bir sürede hastalanabilir hatta ölebilir. Sözcüklerle yaptığı anlaşmadan sonra zihin bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır. Yani zihin sözcükleri gerçekliğiniz yapar. Nasıl yaşamak istiyorsak ona yönelik cümleler kullanmak başarıyı arttıracaktır. Birinci Anlaşmayı sağlayarak; bireysel özgürlüğe, büyük başarılara ve bolluk bilincine ulaşabiliriz.
2'nci Anlaşma: Hiçbir Şeyi Kişisel Algılamayın: İnsanların söyledikleri ve yaptıkları şeyler, dile getirdikleri fikirler kendi zihinlerinde yaptıkları anlaşmalar doğrultusundadır. Biri size 'sen ne yaparsan yap başaramazsın' dese bile bunu kişisel algılamamak gerekir. Bu sadece o kişinin duygu ve düşüncelerinin bir sonucudur. Eğer bu zehri kabul ederseniz onu size ait kılarsınız. Kendimize ait yargı ve inançlarımızın birçoğu çevremizdekilerin söylediklerine ve yönlendirmelerine göre şekillenmektedir.
Kendi rüyalarını yaşayan bireyler bu süreçte sizinle karşılaştıklarında o anki algı durumu, duygusal yoğunluğuna göre sizinle ilgili bir dizi duygu ve eylem gerçekleştirirler. Çoğu zaman bu tepkileri kişisel algılayıp kabul etmekteyiz. İnsanlar duygusal çöplüklerini dökebilecekleri alanlar ararlar. Eğer bir hakareti kişisel algılayıp tepki verirseniz, negatif olan duygusal çöplüklerini dökmelerine izin vermiş olursunuz. Bu durum oluşan negatifliği bünyenize almanıza sebep olur. Yapılması gereken, herkesin rüyasına saygı duyup, kişisel algılardan arınmak ve önemsememektir. Kendimize karşı gelen tepkileri nasıl kişisel algılamıyorsak, karşımızdakini de yargılayıp kalıplara sokmamamız gerekir. Herkesin bakış açısı kendisini anlatır. Bir kişi size kızgınlık gösteriyorsa, bilin ki o kişi kendisine kızgındır. Diğer taraftan sizin harika olduğunuzu söyleyenlere de kulak asmamalısınız. Önemli olan sizin harika olduğunuzu kendinizin bilmesidir.
3'üncü Anlaşma: Varsayımda Bulunmayın: Varsayımda bulunmamızın sıkıntısı, varsayımlarımızın gerçek olduğuna inanmamızdır. Sürekli başkaları hakkında varsayımlarda bulunuruz. Gerçeği duymaya cesaret edemediğimizde ya da açıklamak istemekten korktuğumuzda varsayımlara sarılırız. Böylece varsayımlarımızı savunarak, başkalarını yanlış yada hatalı çıkarmaya çalışırız. Bu açıdan baktığımızda hayal kırıklıklarımızın ardında beklentilerimiz yatar. Beklentiler ise, karşımızdaki kişinin bizim isteklerimizden haberdar olduğu varsayımından ortaya çıkar. Ancak isteklerimiz gerçekleşmediği takdirde, kırılır ve üzülürüz. Bu üzüntünün etkisiyle negatif varsayımlarda bulunmaya devam ederiz. Bu varsayımlar arttıkça bizi örümcek ağı gibi sarar. Bundan kurtulmanın en iyi yolu ise varsayımlarda bulunmaktan çok, soru sorma cesaretine sahip olmaktır. En çok ortaya çıkan yanılgı, sevildiğimiz kişilerin, beklentilerimiz noktasında herşeyi bilmeleri gerektiğine inanmamızdır. Ancak iletişim kurduğumuz insanlar açısından düşündüğümüz kadar açık ve anlaşılır değiliz. Başkalarının bizim gibi düşündüğünü, hissettiğini ve yargıladığını varsayarız. Bu sürece kendimizi kaptırdığımızda negatif varsayımlarımız sürekli birbirini tetikler. Bu sebeple soru sormaktan korkmamalı, sürekli varsayımlarda bulunmak yerine açık ve anlaşılır olmalıyız.
4'üncü Anlaşma: Daima Yapabildiğinin En İyisini Yap: Dördüncü anlaşma ilk üç anlaşmanın aksiyonudur. Yapabildiğinizin en iyisini yapmakla, yaşamı dolu dolu ve yoğun yaşarsınız. Böylece kendinizi ailenize ve topluma en iyi şekilde verirsiniz. Yaptığınızın daima en iyisini gerçekleştirdiğinizde harekete geçersiniz. Her eylemi, her hareketi zevk aldığınız için yaparsınız. En iyisini yapmak deyiminin doğru anlaşılması şarttır. En iyisini yapmak, hayattan zevk almayacak kadar kendini ve bedenini yormak anlamına gelmez. En iyisini yapmak kendini tamamen o işe vermek ve bundan keyif almaktır. Saatlerce verimsiz çalışmaktansa, bir saat verimli çalışmak en iyisini yapmak deyimine daha yakındır. Tüm bu eylemleri herhangi bir ödül, terfi ve maddi kazanç beklemeden yapmak gereklidir. Ne iş yaptığınızın bir önemi yoktur, sadece en iyisini yaptığınızı bilmek önemlidir. Miguel Ruiz'e göre beklenti olmadığında ödül fazlasıyla gelir. Kişiyi özgür kılan şey içinde pişmanlık taşımamasıdır. Zihninizde biriken her keşke sizi zincirler. Bu sebeple beklenti içine girmeden, zevk alarak ve kendini vererek en iyisini yapmak bizi fazlasıyla başarılı kılacaktır.
Meksikalı yazar Don Miguel Ruiz; 'Bu dört anlaşmayı hayata geçirdiğinizde, cehennemde yaşamanız olanaksızdır' der. Kişisel cennetinizi kurma yolunda elinizden geldiğince bu dört anlaşmaya sadık olmamız gerektiğini savunur. Her ne kadar basit gibi gözükse de; egoların, beklentilerin, tahammülsüzlüklerin uçlarda olduğu günümüzde anlaşmalara uygun davranmak kolay değildir. Ancak yine de, hayatımızda farklılık yaratmak, kendi benliğimizi keşfetmek, ruhumuzu tanımak ve zihnimizi yönetmek noktasında dört anlaşmayı rehber edinmek ve elimizden geldiğince yaşam tarzı olarak benimsemek bizi daha mutlu ve başarılı yapacaktır.
1.https://gizliilimler.tr.gg/Toltekler.htm
2. Dört Anlaşma:Hayatınızı dönüştürün, Mistik yol, https://www.youtube.com/watch?v=2DH6V9GbdBY
POPÜLER YAZILAR
SON YAZILAR
Popüler Yayınlar
-
Kalaşlar, krizin ve çatışmaların kol gezdiği Afganistan ve Pakistan ülkelerinin sınırında, üç bin metre yükseklikteki ...
-
Rüyanızda tehlikeler içindeyseniz, dönün ve onunla yüzleşin. Eğer rüyanızda size zevk sunuluyorsa , durmayın kabul edin. Eğer biri s...
-
Nuh Tufanının dünya üzerinde yarattığı büyük yıkımdan sonra tekrar biraraya gelen ve yükselişe geçen insanoğlunun bir sembolü olan Bab...
Son Yazılar
Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı
BLOG ARŞİVİ
-
▼
2019
(41)
-
▼
Mart
(10)
- SOSYAL KANSER: KALİFORNİYA SENDROMU
- ŞAHMARAN EFSANESİ
- OSMANLI ORDUSUNUN FEDAİLERİ:DELİLER
- ANTİK ÇAĞIN DEHASI İSKENDERİYELİ HERON
- ÇOK EŞLİ HRİSTİYAN TOPLULUK: MORMONLAR
- TOLTEK BİLGELİĞİ VE 4 ANLAŞMA
- DEHALIĞIN SİMGESİ ARŞİMET
- ÜLKELERİN ŞAŞKINLIK YARATAN ÖRF VE ADETLERİ
- KADIN EGEMEN MÜSLÜMAN TOPLUM: TUAREGLER
- MAHÇUP ZEVKLERİMİZ: GUILTY PLEASURE
-
▼
Mart
(10)
0 Comments: