Uzay çağını yaşadığımız günümüz dünyasında, hayatımızın her aşamasında teknolojiyi etkin şekilde kullanmaktayız. İnsanların ...

MODERN DÜNYAYI REDDEDEN AMİŞLER

2/01/2019 2 Comments



atlı arabada Amiş ailesi


  Uzay çağını yaşadığımız günümüz dünyasında, hayatımızın her aşamasında teknolojiyi etkin şekilde kullanmaktayız. İnsanların ellerinden telefonlarını, altlarından arabalarını aldığımızda ne yapacaklarını şaşıracakları bir dönemi yaşıyoruz. Peki insan teknolojisiz yaşayabilir mi? İşte bunun en güzel örneğini günümüzde çoğunlukla Amerika ve Kanada'da yaşayan bir toplum ispatlamıştır, hem de kapitalizmin ve teknolojinin anavatanında. Tarihin onlar için 1700'lerden sonra durduğu toplum Amişler....


Amiş çocukları

  Amişler, ABD ve Kanada'nın bazı eyaletlerine dağılmış şekilde yaşamlarını sürdüren sayıları 350 bini bulan hristiyan bir toplumdur. Kökenleri 16'ıncı yüzyıla kadar dayanan bu hristiyan mezhebi, Tanrı'nın insanları sade ve basit bir yaşam için yarattığı felsefesine dayanarak ortaçağ dönemindeki hayatı esas almışlardır. 17 ve 18'nci yüzyıllarda Almanya ve İsviçre çevresinde yaşayan bu toplum farklı inanışları nedeniyle dönemin Evangelist Katolik ve Protestanlarının büyük baskı ve saldırılarına maruz kalmış ve çareyi yeni dünya olan Amerika'ya göç etmekte bulmuşlardır. Çünkü Amişler, kişilerin doğuştan vaftiz edilmesine karşı çıkmışlar, bireylerin belli bir olgunluğa ulaştıklarında bu kararı hür iradeleriyle vermelerinin uygun olduğunu savunmuşlardır. Bu yüzden Ortaçağın reformistleri olarak görülürler.

  Teknolojik yeniliklere tamamen kapalı ve basit bir yaşama sahip olan Amişler bu felsefesini matta incilinin 6'ncı bölümüne dayandırmaktadır. Söz konusu bölümde; 'Kaygılarınızı atın,  nerden yemek bulacağız ne giyeceğiz diye endişelenmeyin, Tanrının hükümranlığını ve doğruluğunu kabul edin, giyeceğinizi, yemeğinizi Tanrı size sonra sağlayacaktır. Bu dünya için çok çaba sarfetmeden, doğru düzgün temiz insanlar olarak kavgasız, dövüşsüz barış içinde yaşadıktan sonra Tanrı size her türlü nimeti  verecektir' yazmaktadır. Seçilmiş bir toplum olarak kendilerini gören Amişler, sadeliği ve yardımseverliği kendilerine rehber edinmişlerdir.


   AMİŞLERİN SOSYAL HAYATI  


kar yağınca Amiş çocukları

  Amişler teknolojinin insanı bu dünya hayatında azgınlaştıracağını düşünerek tamamen reddederler. Evlerinde elektrik dahi kullanmayan bu toplum geceleri gaz lambalarını ve mum ışığını kullanmaktadır. Köylerinde sadece acil durumlar için bir telefon bulunmaktadır. Kadınlar çamaşır ve bulaşıklarını elde yıkarlar. Ulaşım ise tamamen at arabaları ve bisikletler üzerinden sağlanmaktadır. Hiçbir sağlık sigortaları bulunmayan Amişler hastalandıklarında bunu doğal yöntemlerle atlatmaya çalışmakta, yalnızca çok ciddi hastalık durumlarında kendi aralarında belirli bir miktar para toplayıp hastaneye gitmektedir.

amişler bahçede

   Modern toplumdan kendine izole etmiş bu insanlar teknolojinin tüm nimetlerini ve modern devlet kurumlarını reddetmektedir. Savaş kelimesine bile tahammülü olmayan Amişler devlet hizmetlerinde çalışmamakta, oy vermemekte, siyasetten tamamen uzak durmakta ve vergi vermemektedir. Amerikan hükümeti zaman zaman kendilerinden vergi almaya çalışmışsa da, halkın kendilerine gösterdikleri desteği görünce geri adım atmışlardır. Amişlerin yaşadığı yerlerde polis, belediye gibi en temel devlet kurumları bulunmamaktadır. Hiçbir Amiş bireyi silah taşımaz. Onların tek silahı ellerindeki kürekleridir. 

tarım ve Amişler

  Tüm yaşamlarını tarım ve hayvancılık üzerine inşa etmişlerdir. Çalışkan ve disiplinli olan Amişler zamanlarının büyük kısmını çalışarak geçirmektedir. Çalışmadıklarında şeytani duyguların onları esir alacağını düşünürler. Bütün işleri imece usulu yaparlar. Elde ettikleri organik ürünleri değerinin altında fiyatlarla aracılara satmaktadırlar. Çünkü gereğinden fazla karla mal satılmasını çok büyük günah sayarlar. Tarım ve hayvancılık yaparken de yine en ilkel tarım aletlerini kullanırlar. Tarım ve hayvancılıkta profesyonelleşen bu toplumun elde ettiği hiçbir katkı maddesi olmayan ürünler (peynir, reçel,  yumurta vb. organik gıdalar) Amerika'nın en ünlü marketlerinde sergilenmektedir. Bunun dışında Hz. İsa'nın mesleği olan  marangozculuğa  ayrı bir önem gösterirler.Tek bir çivi yada civata kullanmadan tamamen birbirlerinin üzerine geçirerek yaptıkları mobilyalar günümüzde dünyanın en nadide mobilyaları olarak görülmektedir.

Amiş kadını çamaşır yıkıyor

   Amişler, yaşamlarını ‘Ordung’ adı verilen ve yazılı olmayan bir kurallar silsilesi çervesinde şekillendirmektedir. Kadın ve erkeklerin kıyafetleri olabildiğince sade ve basittir. Kadınlar genelde ortaçağ Avrupası'nda giyilen tek parça koyu kıyafetleri tercih etmektedir. Makyaj yapmaz ve mücevher kullanmazlar. Evli kadınlar beyaz, bekar kadınlar ise siyah başörtüsü kullanmaktadır. Gösteriş açısından tek kullandıkları şey kafalarına taktıkları çiçekli başlıklardır. Erkekler ise, sade, uzun kollu yakasız gömlekler giyerken; kışın siyah fötr şapka yazın ise hasır şapka kullanırlar. Evli erkekler bıyık bırakmadan sakal uzatırlar.


çok çocuklu amişler

  18-20 yaş aralığında Amiş gençleri evlilğe yönlendirilmektedir. Evlilkler genellikle görücü usulu yada pazar ayinlerinde biraraya gelen gençlerin aralarında anlaşması şeklinde olur. Bunun dışında kadın ve erkeklerin gönül ilişkisi yasaktır. Düğün törenleri hasat sonrası olan kasım ayında gayet sade bir törenle gerçekleştirilir. Kadının temel görevi çocuk yapıp ev işlerine bakmak, erkeğin görevi ise tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktır. Bir Amiş kadını ortalama 8 çocuk dünyaya getirmektedir. Bu yüzden Amişlerin sayısı gitgide artmaktadır. Çünkü bol çocuk bereketi simgelemektedir. Amiş kadınlarının dışarıdan evlenmesi yasaktır. Evliliklerde ailelerin onayı önem arzeder. 


Genç Amiş Öğretmenler

  Amişler eğitim konusunda tamamen katı bir tutuma sahiptirler. Sadece 8 yıllık bir eğitim verilen okullarında, lise eğitimi almanın dünyevi zevklere sürüklüyeceğini düşündükleri için sıcak bakmazlar. Bu 8 yıllık süreçte, okuma yazma ve dini eğitim alırlar. Ancak çocuklarının lise eğitimi almasını isteyenlere karşı çıkmazlar. Öğretmenler ise daha çok bu 8 yıllık eğitimi bitirmiş 17-18 yaşlarında gençlerden seçilmektedir. 

teknolojiye karşı

   Amişler, 18 yaşına gelen gençlerinin Amiş olup olmayacakları konusunda hür iradeleriyle karar vermelerini isterler. Dış dünyayı keşfetmek isteyen bireylere baskı kurmazlar. Ama sonuçlara bakıldığında gençlerin yaklaşık %90'ının Amiş mezhebini kabul ettiğini görmekteyiz. Amiş mezhebine girmek isteyen bireylere sıcak bakmamalarına rağmen, kişileri  istekliliklerine göre birtakım testlere tabi tutarlar. Kişi bu testlerden geçtiği takdirde, ihtiyar heyetinin onayıyla Amiş mezhebine kabul edilir. 

haremlik selamlık

   Amişlerde diğer hristiyan tarikatlarının aksine, misyonerlik ve dini yayma faaliyetleri yoktur. Tersine, kişinin dinini değiştirmeye çalışmayı büyük bir saygısızlık olarak görürler.Tanrı’nın insanı sade bir yaşam için yarattığına inanan Amişler, Tanrı'nın kendilerini özel olarak dış dünyadan koruduğuna da inanırlar. İnanışları gereği fotoğraf çektirmeyi hiç sevmezler.Onlara göre kişinin portresinin çizilmesi günahtır ve Hz.İsa fotografının çizilmesine izin vermemiştir. Bu yüzden çocukları için yaptıkları bebeklerin dahi yüz kısmı görünmemektedir.

Amiş huzuru

  Sonuç olarak, Amişlerin yukarıda bahsedilen yaşam tarzı günümüz dünyasında çok zor gözükse de birçoğumuz tarafından özlenen bir hayattır. Teknolojinin canavarlaşıp bizleri esir aldığı bu çağda, hayatın koşturmacasını bir kenara bırakıp, kendini doğanın kollarına bırakmak herkesçe istenen bir durumdur. Bu açıdan bakıldığında buna bir din gerekliliği gibi bakmak zorunda da değiliz. Elimizden geldiğince doğayla bütünleşmeli, kendimizi teknoloji hapishanesinden kurtarmalı ve ruhumuzu dinlendirmeliyiz. Bunu yaptığımız sürece daha özgür bireyler oluruz.
    

2 yorum:

  1. Teknoloji olmadan ayakta kalınır kalınmasa da birçok bilgiden geri kalırlar. Ot yaşamak değil mi bu baya baya ?

    YanıtlaSil
  2. Tabiki zaten Amişlerin eğitime ve bilime bakış açısı fazlasıyla eleştiriye açık, bilgiye aç bir toplum değiller, öğrenecekleri yeni şeylerin onları dünyevileştireceğine ve azgınlaştıracağına inanıyorlar. Bu sistem bu şekilde devam etmeseydi zaten günümüze kadar gelmeleri imkansızdı, çünkü okuyan ve sorgulayan nesiller herşeyi körü körüne kabul etmezler.

    YanıtlaSil