Deliler diğer ismi ile Azaplar, ürkütücü kıyafetleri, savaş tarzları ve üstlendikleri misyonla Osmanlı Ordusunun en seçkin ve gözü ...

OSMANLI ORDUSUNUN FEDAİLERİ:DELİLER

3/23/2019 0 Comments

gözü pek birlik

  Deliler diğer ismi ile Azaplar, ürkütücü kıyafetleri, savaş tarzları ve üstlendikleri misyonla Osmanlı Ordusunun en seçkin ve gözü kara süvari birlikleri olmuştur. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş, yükselme ve duraklama döneminde savaşlarda en önde yer alan Deliler, düşmana büyük bir korku salmaktaydı. Hepimizin bildiği meşhur Osmanlı tokadı ile özdeşleşen Deliler, o dönemin savaşlarında düşman askerleri üzerinde yarattıkları psikolojik üstünlük ile büyük yararlılıklar göstermiştir. İşte Avrupa kaynaklarında bile korkunç tasvirlerle anlatılan Deliler'in hikayesi...

deliler ve varna

  Delilerin nasıl kurulduğu hususu muamma olsa da, 15'inci yüzyılın sonlarına doğru uç birlikler olarak ortaya çıktıkları, gösterdikleri yarar farkedilince Osmanlı Ordusunda istihdam edilmeye başladıkları kaynaklarda belirtilmektedir. Delilerin ilk ciddi sınavları, Papanın liderliğinde kurulan Haçlı Ordusuna karşı yapılan Varna ve Kosava Savaşları ile İstanbul'un Fethi olmuştur. Zamanla sayıları artan Deliler  tüyler ürpetici bir güç haline gelmiştir. Deliler, Tiryaki Hasan Paşa emrinde Kanice Müdafasında, Lala Mehmet Paşa'nın emrinde Estergon'un alınmasında, Fazıl Ahmet Paşa'nın emrinde Uyvar'ın Fethinde, 1828 Osmanlı Rus Harbinde çok büyük fedakarlıklar göstermiştir.

korkutan deliler

  Deli Ocağının en büyük misyonu, düşman askerlerinin  moralini bozmak ve psikolojik üstünlüğü elde etmekti. Bu konuda çok başarılı oldukları birçok kaynakta belirtilmiştir. Düşman askerleri tarafından Deliler, mitolojik çağlardan gelen insanüstü varlıklar olarak tasvir edilmiştir. Bu psikolojinin yarattığı korku ve şaşkınlık sayesinde düşmana kolayca ilk darbe vurulmaktaydı. Ayrıca Deliler, arkalarında bulunan diğer askeri birliklerin tereddüt ve korkularını yenmelerini sağlamaktaydı. Delilerin en dikkat çeken özelliklerinden birisi de, maddi kaygılardan uzak ve tamamen devletlerine ve padişahlarına olan sadakat ve gönül bağlarıydı. Deliler, cesaret ve savaşçılığından dolayı 2'inci Halife Hz. Ömer'i kendilerine örnek almıştır. Onlar için, Osmanlı ordusunun tören geçişlerinde aşağıdaki dizeleri okumak adet haline gelmişti.;

               'Kalpaklarımız Emirü’l-mü’minün Hz. Ömer’in çizmesinin koncuğudur, 
               Ocağımız müşarünileyh efendimize mensuptur.'

deliler ve zobu

   Deliler ile ilgili anlatılan efsanevi savaş hikayeleri dönemin gençleri üzerinde çok büyük olumlu etki yaratmaktaydı.Birçok Osmanlı genci büyüdüğünde Deliler grubuna girmenin hayalini kurardı. Ancak en seçkin birliklerden olan Delilere girmek o kadar kolay değildi. Deli olmak isteyen adaylar öncelikle 'Zobu' denilen ağaların yanında yetiştirilirdi. Bu süreçte, adaylara devlet terbiyesi ve ordunun usul ve kaideleri öğretilirdi. Kendini ıspat eden adaylara deli kaypağı giydirilir ve ağa çırağı olarak deftere kaydedilirdi. Ancak sadece seçilmek yeterli değildi. Deli olan kişi bu seçkin birliğin zor şartlarını yerine getirmekte zorluk çekerse, bu makamı boş yere işgal ettiği düşünülüp, rezil edildikten sonra ocaktan kovulurdu. Yani Deli olmak çok büyük yürek işiydi. Bayrak adı verilen 50-60 kişilik küçük ocaklara ayrılan delilerin başında bir Deli Beyi bulunurdu. Deliler en parlak olduğu dönemlerde sayıları 10 bine ulaşmıştır.

delilerin etkisi

  Fransız mühendis ve asker Alain Manesson Mallet 1684'te yazdığı eserde Deliler için 'Bunlar öylersine cesurlardır ki; bir kralın emrine girdiklerinde onları vazgeçirebilecek hiçbir ceza korkusu yoktur. Bu nedenlerden dolayı Osmanlı onlara Deli adını vermiştir ve bu ad dillerinde gözü pek anlamına gelir' demiştir. Yine Venedikli Veçelyo delilerden bahsettiği kitabında 'Öylesine cesur hareket ederlerdi ki, insanları, gölgelerinin bile öldürücü oduğuna inandırmışlardı' şeklinde belirtmiştir. Delilerin, Sultan 3'üncü Murat'ın çocuklarının sünnet töreninde; binicilik yetenekleri ile vücutlarına sapladıkları bıçaklarla acıya ne denli dayanıklı olduklarını gösteren minyatürler günümüze kadar ulaşmıştır. Osmanlı İmparatorluğunu barbar ve cani göstermek isteyen Avrupalılar, Osmanlı Ordusunu tasvir ederken çoğu zaman Delileri tasvir etmişlerdir.

delilerin kıyafeti

  Delilerin en çok dikkat çeken bir diğer özelliği giydikleri tüyler ürpertici kıyafetlerdir. Genelde saçları kazıtılan Deliler, elbiselerinde aslan, sırtlan ve ayı benzeri hayvanların kürklerini giyerlerdi. Yine hayvan derilerinden yaptıkları Deli Kalpağını giyerler ve bu kalpaklarda kartal ve benzeri hayvanların tüylerini kullanırlardı. 'Serhatlık' adı verilen yüksek topuklu, sivri burunlu, arkasında mahmuzu bulunan ve genelde sarı renkte deri çizme veya ayakkabı giyerlerdi. Bayraklarında 'Kaderde ne varsa o gelir başa ' yazardı.

deliler ve mermer

  Delilerin başlıca kullandıkları silahlar; macar usulu bir mızrak, kılıç, balta, satır, bozdoğan ve savaş çekiciydi. Delilerin kendileri gibi haşmetli atları da kartal tüyü ve hayvan postlarıyla süslenirdi. Eğitim süreçlerinde ıslak mermer üzerine çıplak elle tokat atan Deliler böylece nasır tutmuş ellerini bir silah olarak kullanırlardı. Bu silaha tarihte 'Osmanlı Tokadı' olarak isimlendirilmiştir. Araştırmalara göre bu tokatlar o kadar etkiliydi ki; tek bir tokatla bir düşman, kafatasında oluşan travmaya bağlı olarak ölebiliyordu. 

delilerin kahramanlıkları

  Osmanlı'nın gerileme döneminde meydana gelen kurum ve birliklerdeki disiplinsizlik ve yozlaşma Delilerde etkisini göstermiştir. Eski disiplinini ve etkisini kaybeden Deliler Ocağı, 2'nci Mahmut'un reform hareketlerinden nasibini almış ve 1829 yılında lağvedilerek tamamen ortadan kaldırılmıştır. Osmanlının bu kahraman, gözü kara ve efsane askerlerinin fedakarlıkları bir sinema filmi olarak beyaz perdeye aktırılmıştır. İzlemenizi kesinlikle tavsiye ettiğim söz konusu filmin fragmanı aşağıdadır.

https://www.youtube.com/watch?v=sZ742X_P3Xs

0 Comments: