TOLTEK BİLGELİĞİ VE 4 ANLAŞMA
"Biz Toltekler ağaca baktığımızda onu dinler ve
ondan çok şey öğreniriz, Siz beyazlar, ağaçtan ne kadar kereste ve kâr elde edebileceğinizi
hesaplarsınız."
Toltekler, Meksika'daki Aztekler öncesi üç
medeniyetten ( Olmekler, Toltekler, Mayalar) biri olarak bilinmektedir.
Onları diğer toplumlardan ayıran en önemli özellik, sadece çağının değil
insanlık tarihinin en hümanist ve bilge toplumu olarak kabul edilmeleridir.
Toltek bilgeliğinin dünyaca tanınmasında önemli bir pay sahibi olan ünlü
Meksikalı yazar Don Miguel Ruiz onları sanatçılar ve spiritüel bilimciler
topluluğu olarak belirtmektedir. Mimarlıkta çok gelişmiş olan Tolteklerde,
bilgelik, adalet ve hoşgörü el temel değerlerdir. Bugün hayatın amacını
arayan ve ruhunun inceliklerini keşfetmek isteyen bir çok insan, bu toplumun
öğretilerini kendinlerine rehber edinmiştir. Gelin, doğaya sonsuz
saygı besleyen ve savaşlarda düşmanları ölmesin diye tahta kılıçlar kullanan bu
toplumu ve hayatınıza yön verecek 4 anlaşmayı ana hatlarıyla tanıyalım.
Toltek kelimesi Nahuatl
dilinde inşaatçı üstadı anlamına gelir. Tolteklerin ne zaman yaşadıkları
konusu net olmasa da genellikle 3300 yıl önce yaşadıkları varsayımı kabul
görür. Bir rivayete göre; teknoloji ve medeniyette zamanın en ileri topluluğu
olan Tolteklerin gelişmişliğin simgesi olan kayıp kıta 'Mu''dan geldiğine
inanılır. Başkentleri olan Tula bugün itibariyle Meksika topraklarında yer alsa
da, Toltek sembolleri ile ilgili ortaya çıkan eserlerin birçoğuna Kostarika'da
ulaşılmıştır. Bu durum Tolteklerin Orta Amerika'da geniş bir alana yayıldığının
göstergesidir. Şuan Toltek soyundan gelenler kendilerini 'Wirraki' olarak
isimlendirmekte ve bu dili kullanmaktadır. Kendilerinden sonra bölgeye hakim
olan Aztekler, gerek mimari yapılarına gerekse bilgeliği ve ruhun yüceliğini
esas alan yaşam tarzlarına hayran kalmışlardır. Tarihte nasıl yok oldukları ve
yaşadıkları şehirleri terkettikleri hususu büyük bir gizemdir.
Don Miguel Ruiz
Don Miguel Ruiz
Don Miguel Ruiz
Don Miguel Ruiz
Toltek Öğretisi hakkında bilgi verirken Don Miguel
Ruiz'den bahsetmek gerekir. Kendisi Toltek Bilgeliğini basit ve anlaşılır bir
dille anlatan Meksikalı yazardır. Kimi çevreler Don Miguel Ruiz'in Toltek
Kehanetlerini içinde bulunduğumuz çağa getirmekle görevli Eagle Knight soyundan
gelen bir Nagual (Toltek öğretisini anlatan öğretici, üstad) olduğunu
düşünmektedir. Ruiz iyileştirici bir anne ile Nagual bir büyükbaba tarafından
aile geleneğine uygun olarak iyileştirici ve öğretici olarak yetiştirmek
istenmiştir. Ancak ona modern yaşam daha çekici gelmiş ve Tıp fakültesine
giderek cerrah olmuştur. Ruiz için hayatının dönüm noktası geçirdiği bir trafik
kazasıyla başlamıştır. Ölmek üzere olan bedenini arabadan çıkarılırken seyreden
ve ardından çarpıcı ruhsal deneyimler yaşayan Ruiz, iyileştikten sonra kendini
Toltek yolunu araştırmaya adamıştır. Bunun sonucunda Toltek Bilgeliğini anlatan
ve bugün milyonların yaşamını değiştiren kitapları yazmıştır.(Toltek
Bilgeliğini öğrenmek isteyenler için bu sade ve anlaşılır kitapları okumak çok
önemlidir.)
Toltek Bilgeliği, Gezegensel Rüya ve 4 Anlaşma
Günümüzde Meksika Kızılderelilerince bu kadim öğreti
hala uygulanmakta ve gelecek nesillere aktarılmaktadır. Toltek, bilgelik
yolunda olan kadın ve erkek manasına gelmektedir. Birçok araştırmacıya göre;
Toltek Bilgeliği bir inanç sisteminden ziyade, bir yaşam tarzı veya sanatı
olarak görülmektedir. Doğayı ve insanı evrenin bir bütünü olarak kabul eder. Bu
bilgelikte; dinlemeyi bildiğiniz takdirde su, toprak, havadan, bitki ve
hayvanlardan birçok şey öğrenilebileceğini savunmaktadır. Doğayı yok etmenin
kendilerini de yok edeceğine inanırlar. Bu yüzden ülkelerini istila eden
insanların sadece doğayı yarar sağlamak için kullanmalarını engellemeye
çalışmışlardır. Bu öğretide 'Gezegensel Rüya' kavramı çok önemli bir yere sahiptir. Rüya bildiğimizin aksine sadece uyurken değil, uyanıkken de gürdüğümüz süreçlerin bütünüdür. Bireyler, kendilerine empoze edilen inanç ve davranış biçimlerine uygun olarak koşullu bir zihin yapısıyla bu rüyaları görmeye devam ederler. Bizden öncekilerinde bu şekilde inandığı ve bizlere miras bıraktığı bütün inanç ve fikirler Gezegenin Rüyasını oluşturmaktadır. Bu dar kalıplar doğrultusunda biçimlenen hayatlarımız, yani rüyalarımız birleşerek Gezegensel Rüyayı meydana getirmektedir.
Bu fikir ve inanışlar insanın doğumu ile başlar ve tüm hayatı boyunca devam eder. Konuştuğumuz dil, inandığımız din, uymamız gereken toplumsal kurallar hatta bize verilen isimlerimiz; üzerinde tartışılmayan ve sorgulanmayan Gezegensel Rüyanın Anlaşmalarıdır. İnsan tüm bu anlaşmalara sadık olarak yaşasa bile, yine de zihninin yarattığı aykırı sesleri susturamaz ve içsel tatmini yaşayamaz. Don Miguel Ruiz zihnimizde depoladığımız inançların %95'inin yalan olduğunu ve bu yüzden acı çektiğimizi savunur. İşte bu noktada Ruiz kitlesel gezegensel rüyadan uyanmak için 4 Anlaşmayı kabul etmemiz ve benimsememiz gerektiğini savunur. Ancak bunu yaptığımız takdirde, kendimize ait 'Bireysel Cennet Rüyası'na ulaşabileceğimizi iddia eder.
1'inci Anlaşma: Kullandığınız Sözcükleri Özenle Seçin: Sözler sizin yaratma gücünüzdür. Herşeyi sözlerle gerçek kılarsınız. Kendi gerçekliğimizi ortaya çıkarırken sözcüklere ihtiyaç duyarız. Sözcükleri kötüye kullandığınız takdirde, kendi cehenneminizi yaratmış olursunuz. İnsanlar konuşurken hem kendine hem de karşısındakine büyü yaptığının farkında değildir. Miguel Ruiz'in bu konuda verdiği örnek çarpıcıdır. Bir arkadaşınıza rastladığınızda ve ona ilk olarak yüzünün renginin kanserli hastalara benzediğini belirttiğinizde, arkadaşınız buna inanırsa söylediğiniz sözcüklerle bir anlaşma yapmış olur. Bu anlaşmayı benimsediği takdirde, kısa bir sürede hastalanabilir hatta ölebilir. Sözcüklerle yaptığı anlaşmadan sonra zihin bunu gerçekleştirmeye çalışacaktır. Yani zihin sözcükleri gerçekliğiniz yapar. Nasıl yaşamak istiyorsak ona yönelik cümleler kullanmak başarıyı arttıracaktır. Birinci Anlaşmayı sağlayarak; bireysel özgürlüğe, büyük başarılara ve bolluk bilincine ulaşabiliriz.
2'nci Anlaşma: Hiçbir Şeyi Kişisel Algılamayın: İnsanların söyledikleri ve yaptıkları şeyler, dile getirdikleri fikirler kendi zihinlerinde yaptıkları anlaşmalar doğrultusundadır. Biri size 'sen ne yaparsan yap başaramazsın' dese bile bunu kişisel algılamamak gerekir. Bu sadece o kişinin duygu ve düşüncelerinin bir sonucudur. Eğer bu zehri kabul ederseniz onu size ait kılarsınız. Kendimize ait yargı ve inançlarımızın birçoğu çevremizdekilerin söylediklerine ve yönlendirmelerine göre şekillenmektedir.
Kendi rüyalarını yaşayan bireyler bu süreçte sizinle karşılaştıklarında o anki algı durumu, duygusal yoğunluğuna göre sizinle ilgili bir dizi duygu ve eylem gerçekleştirirler. Çoğu zaman bu tepkileri kişisel algılayıp kabul etmekteyiz. İnsanlar duygusal çöplüklerini dökebilecekleri alanlar ararlar. Eğer bir hakareti kişisel algılayıp tepki verirseniz, negatif olan duygusal çöplüklerini dökmelerine izin vermiş olursunuz. Bu durum oluşan negatifliği bünyenize almanıza sebep olur. Yapılması gereken, herkesin rüyasına saygı duyup, kişisel algılardan arınmak ve önemsememektir. Kendimize karşı gelen tepkileri nasıl kişisel algılamıyorsak, karşımızdakini de yargılayıp kalıplara sokmamamız gerekir. Herkesin bakış açısı kendisini anlatır. Bir kişi size kızgınlık gösteriyorsa, bilin ki o kişi kendisine kızgındır. Diğer taraftan sizin harika olduğunuzu söyleyenlere de kulak asmamalısınız. Önemli olan sizin harika olduğunuzu kendinizin bilmesidir.
3'üncü Anlaşma: Varsayımda Bulunmayın: Varsayımda bulunmamızın sıkıntısı, varsayımlarımızın gerçek olduğuna inanmamızdır. Sürekli başkaları hakkında varsayımlarda bulunuruz. Gerçeği duymaya cesaret edemediğimizde ya da açıklamak istemekten korktuğumuzda varsayımlara sarılırız. Böylece varsayımlarımızı savunarak, başkalarını yanlış yada hatalı çıkarmaya çalışırız. Bu açıdan baktığımızda hayal kırıklıklarımızın ardında beklentilerimiz yatar. Beklentiler ise, karşımızdaki kişinin bizim isteklerimizden haberdar olduğu varsayımından ortaya çıkar. Ancak isteklerimiz gerçekleşmediği takdirde, kırılır ve üzülürüz. Bu üzüntünün etkisiyle negatif varsayımlarda bulunmaya devam ederiz. Bu varsayımlar arttıkça bizi örümcek ağı gibi sarar. Bundan kurtulmanın en iyi yolu ise varsayımlarda bulunmaktan çok, soru sorma cesaretine sahip olmaktır. En çok ortaya çıkan yanılgı, sevildiğimiz kişilerin, beklentilerimiz noktasında herşeyi bilmeleri gerektiğine inanmamızdır. Ancak iletişim kurduğumuz insanlar açısından düşündüğümüz kadar açık ve anlaşılır değiliz. Başkalarının bizim gibi düşündüğünü, hissettiğini ve yargıladığını varsayarız. Bu sürece kendimizi kaptırdığımızda negatif varsayımlarımız sürekli birbirini tetikler. Bu sebeple soru sormaktan korkmamalı, sürekli varsayımlarda bulunmak yerine açık ve anlaşılır olmalıyız.
4'üncü Anlaşma: Daima Yapabildiğinin En İyisini Yap: Dördüncü anlaşma ilk üç anlaşmanın aksiyonudur. Yapabildiğinizin en iyisini yapmakla, yaşamı dolu dolu ve yoğun yaşarsınız. Böylece kendinizi ailenize ve topluma en iyi şekilde verirsiniz. Yaptığınızın daima en iyisini gerçekleştirdiğinizde harekete geçersiniz. Her eylemi, her hareketi zevk aldığınız için yaparsınız. En iyisini yapmak deyiminin doğru anlaşılması şarttır. En iyisini yapmak, hayattan zevk almayacak kadar kendini ve bedenini yormak anlamına gelmez. En iyisini yapmak kendini tamamen o işe vermek ve bundan keyif almaktır. Saatlerce verimsiz çalışmaktansa, bir saat verimli çalışmak en iyisini yapmak deyimine daha yakındır. Tüm bu eylemleri herhangi bir ödül, terfi ve maddi kazanç beklemeden yapmak gereklidir. Ne iş yaptığınızın bir önemi yoktur, sadece en iyisini yaptığınızı bilmek önemlidir. Miguel Ruiz'e göre beklenti olmadığında ödül fazlasıyla gelir. Kişiyi özgür kılan şey içinde pişmanlık taşımamasıdır. Zihninizde biriken her keşke sizi zincirler. Bu sebeple beklenti içine girmeden, zevk alarak ve kendini vererek en iyisini yapmak bizi fazlasıyla başarılı kılacaktır.
Meksikalı yazar Don Miguel Ruiz; 'Bu dört anlaşmayı hayata geçirdiğinizde, cehennemde yaşamanız olanaksızdır' der. Kişisel cennetinizi kurma yolunda elinizden geldiğince bu dört anlaşmaya sadık olmamız gerektiğini savunur. Her ne kadar basit gibi gözükse de; egoların, beklentilerin, tahammülsüzlüklerin uçlarda olduğu günümüzde anlaşmalara uygun davranmak kolay değildir. Ancak yine de, hayatımızda farklılık yaratmak, kendi benliğimizi keşfetmek, ruhumuzu tanımak ve zihnimizi yönetmek noktasında dört anlaşmayı rehber edinmek ve elimizden geldiğince yaşam tarzı olarak benimsemek bizi daha mutlu ve başarılı yapacaktır.
Kaynakça:
1.https://gizliilimler.tr.gg/Toltekler.htm
2. Dört Anlaşma:Hayatınızı dönüştürün, Mistik yol, https://www.youtube.com/watch?v=2DH6V9GbdBY
Çok mantıklı
YanıtlaSil👏👏👏👏👏
SilHarika bir açıklama, teşekkürler. Mutluluğun sırrı, cennetin anahtarı; 4 Anlaşma
YanıtlaSil