ŞAMANİZM GERÇEĞİ
İnsanlık tarihi kadar eski
olan Şamanizm, tüm dinlerin çıkış kaynağı olarak kabul edilen bir inanç
sistemidir. Temelinde Gök Tanrı inancı bulunan bu sistemde, ata ruhlar ve doğal
varlıklar (canlılar, ateş ,su vb.) kutsal sayılmıştır. Şamanizm, başta Sibirya
ve Asya kıtasının büyük çoğunluğunda
etkisini göstermiş, Moğol ve İslamiyet öncesi Türklerde din olarak
benimsenmiştir. Ayrıca benzerlikleri sebebiyle Kızılderelilerin, Aborjinlerin,
Amazon kabilelerinin ve bazı Afrika ilkel toplumlarının inanç sistemlerinde
Şamanizm etkileri görülmektedir. Günümüzde Anadolu'da İslamiyetle geldiğini düşündüğümüz birçok
adet ve teamüllerimiz bu inancın birer kalıntısı ve mirasıdır. Şamanizmi diğer
dinlerden ayıran en büyük özelliği, bütün dinleri ve ibadetleri kutsal
saymasıdır. Çünkü diğer dinlerde yapılan ibadet ve dualar, Gök Tanrıya ve doğaya şükrün bir ifadesidir.
Peki günümüzde de Neo-Şamanizm olarak varlığını sürdüren ve her geçen gün
inananlarının sayısının arttığı bu inanç sisteminin özellikleri nelerdir?
İNANÇ SİSTEMLERİ
Şaman inanç sisteminin temelinde, Gök Tanrı'nın yarattığı herşeye sonsuz
bir sevgi ve saygı vardır. Bitkiler ve hayvanların tıpkı insanlar gibi ruhu
olduğuna inanırlar. Örneğin bir yerde büyük bir ağaç gördüklerinde yada bir
hayvana denk geldiklerinde selam verirler. Güneş, ateş, su ve atalarının
ruhları kutsanmıştır. İnsan soyunun sonsuz şekilde devam edeceğine inanılır.
Şaman inancında herhangi bir kutsal kitap yoktur. Bir ağacı sevmek yada güzel
sözler söylemek bile ibadet sayılır. Doğaya karşı sonsuz bir sevgi beslerler.
Şamanlık inancında amaç, transa geçerek doğa üstü varlıklar ve ata ruhlarla
iletişim kurmak ve onları toplum yararına kullanmaktır. Şamanizm, çeşitli din
ve dünya görüşlerini birleştiren dinsel ve büyüsel bir inanç sistemidir.
Şamanizmde bireyler ile onun yıllar önce ölmüş ataları arasında kuvvetli bağlar
olduğuna inanılır.
Şamanlarda, yer, gök ve yeraltı olmak üzere üç alem bulunmaktadır. Yer,
insanların yaşadığı yeryüzünü, Gök iyiliği ve güzelliği temsil eden ruhların
bulunduğu semayı, yeraltı ise insanlara zarar veren habis ruhların bulunduğu
alemi simgeler. Eski Türklerde iyi ruh "Ülgen", kötü ruh
"Erlik" olarak adlandırılmıştır. Şamanlar bu alemlere geçiş yapabilen
ve aynı zamanda geçiş noktasında aracı rolü üstlenen kişilerdir. Gök Tanrı
semanın en üst tabakasında yer alır. Tanrı insan şeklinde tasvir edilen en yüce ruhtur ve dünyadaki herşey
onun kontrolündedir.
Bu üç alem birbirine bağlıdır ve aralarında geçitler bulunmaktadır.
Ölenlerin ruhları bu alemleri kullanarak geçiş yaparlar. Yine şamanizm
inancında, semaya yükselmeden önce yeraltı alemine inmek şarttır. Yani, önce
dibi görmek sonra semaya yükselmek felsefefi benimsenmiştir. Gök aleminin diğer
adı gölgeler diyarıdır. Gök dokuz, yeraltı yedi tabakadan oluşur. Hastalarını
iyileştirmek isteyen bir Şaman, transa geçerek göğe yükselmeye çalışır.
İslamiyetteki cennet cehennem inancı gibi, kişi öldüğünde ya gölgeler diyarına
ya da yer altına gider. Bazı Şaman topluluklarında kişilerin üç canı olduğuna,
öldüğünde birinin mezarda kaldığına, birinin yeraltına diğerinin ise semaya
yükseldiğine inanılır.
ŞAMANLAR
Şamanizmin öğretisinin en önemli figürü, Türk kaynaklarında Kam olarak
belirtilen şamanlardır.Birçok batılı kaynaklarda, Sibirya sihirbazı, büyücü ve
şifacı olarak geçmektedir. Şamanlar, genellikle diğer alemlere geçmek ve geçişe
aracı olmak, insanları kötü ruhlardan korumak, dini törenler düzenlemek,
hastalıklara şifa bulmak gibi görevler üstlenirler. Şaman inanışında kadınlar ayrı bir öneme
sahiptir ve Şamanlar genellikle kadınlardan seçilmektedir.
Şaman olacak kişilerin, bir
şamanın soyundan gelmesi şarttır. Şaman adayları, sıkı ve yaklaşık 15 yıl süren
uzun bir eğitimden geçerler. Şamanlar eğitim verecekleri bireyleri seçtikleri
gibi adaylarda şamanı seçebilir. Şaman adayları ergenlik döneminden itibaren
kendini toplumdan soyutlamaya başlar ve doğa üstü varlıklarla iletişim kurmaya
ve diğer alemlere geçiş yapmaya odaklanır. Bu soyutlama tüm hayatı boyunca devam
eder. Şaman olacak kişilerde ortaya çıkan belirtiler ise şaşırtıcıdır.
Adaylarda titreme, baş dönmesi, haberci rüyalar görme, yüksek sesle bağırma ve
epilepsiye benzer krizler başlamışsa bu diğer alemlerle iletişime geçtiğinin
ilk işaretleri olarak sayılır. Bu süreçte, sırra erme, cehenneme iniş, göğe
yükselme deneyimlerini yaşarlar.
Şaman ritüellerinin en
önemli özelliklerinden biri, üzerinde hayvan kalıntılarının bulunduğu
kıyafetlerdir. Çünkü şamanlar diğer alemlere geçiş sırasında bazı hayvanların
suretine girmenin geçişi kolaylaştırdığına inanır. Bu kıyafetlere manyak adı
verilir. Dini ayinlerde davul ve insan sesinin önemli bir yeri vardır. Yapılan
müziklerin şamanın yer altına iniş ya da gökyüzüne yükselişinde önemli rolü
olduğu düşünülür. Şamanların geleceği bilme, şifacılık, çift bedenleme ve büyü
yapma gibi birçok yeteneği olduğuna inanılır. Şaman soyundan gelen ve hakkında
işaretler ortaya çıkan ancak şaman olmayı kabul etmeyen kişinin hastalanarak ya
da delirerek hayatını kaybedeceği inancı yaygındır.
Peki ilk şaman olan kişi kimdir? Buryat Efsanesine göre, Gök Tanrı
insanı yarattıktan sonra kötü ruhları yaratmıştır.Bu kötü ruhlar insanlara
hastalık ve ölüm getirmeye başlayınca insanları kurtarması için, Gök Tanrı bir
kartal yaratır. Bu kartal insanların dilini bilmediği için iletişime geçemez.
Bunun üzerine kartal Gök Tanrı'dan kendisine insanlarla aynı dili konuşma
yeteneği ya da onlara şaman göndermesini ister. Gök Tanrı, kartalın ikinci
dileğini kabul ederek kendisini insan suretinde tekrar dünyaya gönderir.
Dünya'ya dönen kartal ağacın altında gördüğü bir kadınla beraber olur ve ilk
şaman dünyaya gelir.
ŞAMAN ADETLERİNİN ANADOLUYA YANSIMALARI
Türklerin İslamiyetten önce çok uzun bir süre bağlı kaldığı Şamanizm İnancının birçok teamülü halen toplumumuzda yaşatılmaktadır. İslam kültüründen geldiğini düşündüğümüz bu teamüllerin başlıcaları;
- Kurşun dökmek: Şamanizmde kut dökme ismiyle alınır. Amaç musallat olan kötü ruhların kovulmasıdır.
- Su dökerek uğurlama: Gidenin arkasından su dökmek şamanizmde su kültünün doğurduğu bir adettir.
- Türbelere ağaçlara çaput bağlamak: Şamanizmde dilek dileme şeklidir. Çünkü ağaçlar yaşamın sembolüdür.
- Nazar Boncuğu: Kötü ruhları kovmak ve kem gözlerden sakınmak için kullanılan Eski bir Şaman adetidir. İslamiyette ise, tam tersine nazar boncuğunun kötü ruhları topladığına inanılır.
- Tahtaya vurmak: Şamanlar, ormana girdiklerinde ağaçlara vurup, gürültü çıkararak kötü ruhları kaçırdıklarına inanırlar. Bu adet Hristiyan toplumlarda da yer etmiştir.
- Kırmızı Kurdele: Şamanizmde, lohusa döneminde anne ve çocuğunu Alkarısı denen şeytandan korumak için kullanılır.
- Mezar Taşı ve mezarlarda bulunan küçük suluklar: İslamiyette ve Arap toplumlarında mezar taşı kültürü yoktur. Mezarın toprakla bütünleşmesi ve kaybolması istenir. Küçük suluklar da yine susayan ruhların su içmesi inancına dayanır.
- Mevlit, İlahiler ve 40 sayısı: İslam dininde ölünün arkasından mevlit okunması diye bir uygulama yoktur. Müzik eşliğinde Kuran okunması ve dua edilmesi günah sayılmıştır. Yine Şamanizm ve totemcilik inancına göre ruh bedeni 40'ıncı gün terk etmektedir. Bu adet günümüzde ölünün kırkı çıkmasının beklenmesi ve kırkı çıktıktan sonra mevlit okunması gibi adetlere dönüşmüştür.
- Ölünün üzerine bıçak konulması: Ölen kişinin ruhunun habis ruhlardan korumak maksadıyla yapılan bir şaman adetidir.
Sonuç olarak Şamanizm, insanlık tarihi kadar eski, ruhsal yolculuğu esas alan ve ritüelleriyle birçok toplum ve dini etkilemiş kadim bir inanç sistemidir. Ruhsal ve metafizik süreçlerle ilgilenen ve teknoloji hapishanesinden kurtulmak isteyen birçok insan, bu inanç sistemini öğrenmeye ve uygulamaya merak sarmıştır. Günümüzdeki adıyla Neo Şamanizm, insanın ruhuna işleyen doğasıyla dünyanın dört bir yanından insanları Sibirya ve Orta Asya bozkırlarına çekmiştir. Şamanizm inanç sistemi, diğer dinlere gösterdiği saygı, kadına gösterdiği önem, canlılara ve doğaya verdiği değer ile evrensel bir nitelik taşımaktadır.
KAYNAKÇA:
1. Şamanizm Nedir? Şamanizmin Mistik Doğa Kültürü Sizi
Bekliyor!, Cansu YUMUŞAK
0 Comments: