TEKNOLOJİNİN KUŞAKLARARASI ÇATIŞMAYA ETKİSİ
Kuşaklar arası çatışma genel olarak yetişkin kuşak ile genç kuşak arasındaki anlaşmazlıklar ve hayata bakış açısındaki farklılıklar olarak değerlendirilebilir. Nesiller arasında vizyon ve beklentiler açısından büyük farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Buna etki eden başlıca faktörler kültürler arası etkileşim ve teknolojik gelişmeler olarak belirtilebilir. Genç nesiller değişime ve yeniliklere açıkken genelde yetişkin kuşaklar örf, adet ve geleneklerine bağlı yaşamayı istemektedirler.
Kuşaklar arası çatışma;
beğeniler, giyim kuşam, dünya görüşü, yaşam felsefesi, özgürlük algısı gibi
birçok konuyu kapsamaktadır. Özellikle yüzyıllar boyunca tek görevi çocuk
bakmak ve yemek yapmak olarak görülen kadınlarımızın üretime katılması da yine
bu çatışmanın artarak devam etmesine sebep olmuştur. Özellikle Batı Dünyası
olarak bildiğimiz ülkeler bu çatışmayı büyük oranda aşmışken malesef ülkemiz bu
hususta yeterli mesafe katedememiştir.
Psikolojik danışma ve rehberlik alanında
ülkemizin mihenk taşlarından olan öğretim görevlisi Dr. Binnur Yeşilyaprak'a
göre bu çatışmaların en büyük nedeni kuşakların birbirine karşı duyduğu ön
yargılardan kaynaklanmaktadır. Yetişken kuşaklara göre gençler ukala, oturup
kalkmasını ve giyinmesini bilmeyen sorumsuz, bencil, saygısız ve idealleri
olmayan bireylerden oluşmaktadır. Genç kuşaklara göre ise yetişkinler geri
kafalı, yobaz, açık görüşlü olmayan, korkak bireylerdir.
Ancak tahminimce ülkemiz açısından tarihin hiçbir döneminde bu kuşak çatışması günümüzdeki kadar yoğun hissedilmemiştir. Özellikle 1980 sonrası dönemde ortaya çıkan teknolojik gelişmeler bu çatışmanın esas sebebini oluşturmaktadır. 1965-1979 arası doğanlar yetişkin kuşak (X kuşağı) 1980-1999 yılları arasında doğanlar orta kuşak (Y kuşağı) ve 2000 ve sonrası doğanları genç kuşak (Z kuşağı) olarak değerlendirilmektedir. Bu çatışmanın en yoğun yaşandığı kuşaklar yetişkin kuşak ile diğer 2 kuşak arasında yaşanan çatışmalardır. Bu çatışmanın en büyük sebebi internet, cep telefonu, bilgisayar ve diğer diğital cihazların bu dönemde ortaya çıkması ve kültürler arası etkileşimin inanılmaz boyutlarda artması olarak gösterilebilir.
Özellikle yetişkin kuşak bu
teknolojik gelişmelere ayak uyduramamıştır. Yetişkin kuşağın genç kuşak olduğu
dönemlerde kendilerine göre yetişkin olan kuşak ile yaşadıkları dönem arasında
çok büyük farklar göze çarpmamaktadır. Genel olarak iş ve çalışmaların insan
odaklı olduğu bu dönemlerde bireyler aynı sıkıntılarla yüzleşmiştir. Bu sebeple
birbirlerini anlamaları daha kolay olmuştur. Ancak şu anki yetişkin kuşağın
teknolojik gelişmelere kayıtsız kalması kuşaklar arası iletişimi zedelemiş ve
bireylerin aynı dili konuşmasını engellemiştir. Yetişkin kuşak günümüzde bile
birçok teknolojik gelişimi takip etmemekte ve bu teknolojinin sağladığı
kolaylıklardan yararlanmamaktadır.
Yetişkin kuşağın orta
kuşakla iletişimi belli boyutlarda devam ediyor olsa da genç kuşakla iletişimi
yok denecek kadar azdır. Çünkü genç kuşak teknoloji ve uzay çağı çocuklarıdır
ve bilgiye yetişkin kuşaktan çok daha kolay ulaşabilmektedir. Teknoloji
sayesinde bilgiye bu kadar kolay ulaşan genç kuşak, teknolojik yenilikleri
reddeden yetişkin kuşağı yetersiz olarak görmekte ve küçümsemektedir. Bu
küçümsemeyi gören yetişkin kuşak bunu saygısızlık olarak addetmektedir.
Bu çatışmalar iş ortamını da
etkilemektedir. Teknolojik gelişimlere kapalı yönetici konumundaki yetişkin
kuşak değişimlere ayak uyduramamakta ve herşeyi eski kalıp yöntemlerle halletme
yolunu seçmektedir. Bu da iş açısından birçok problemin ortaya çıkmasına sebep
olmaktadır. Hayatında bilgisayarın tuşuna basmamış bireyler teknolojinin yoğun
olarak kullanan kurum ve birimlerde sırf
tecrübeli diye görev alabilmektedir. Bu bakış açısının değişmesi elzemdir. Bu
açıdan yetişkin bireyler kendini geliştirme yoluna gitmeli bunu kabul etmiyorsa
sistem dışına çıkarılacağını bilmelidir.
Orta Kuşak ile genç kuşak arasında çatışmanın bu denli büyük olmayacağı kanaatindeyim. Orta kuşak bireyleri bu teknolojik gelişmelerle beraber büyüdüğü için süreci daha kolay kabullenmekle birlikte ayrıca söz konusu süreci reddetme yoluna giderse birçok açıdan sorunlarla karşılaşacağını bilmektedir. Bu sebeple her ne olursa olsun kültürel değerlere bağlı kalınarak da değişim ve gelişimlere açık olunabilir. Eğer orta kuşak da yetişkin kuşağın yaptığı hataları yaparsa ilerleyen süreçte kuşaklar arası çatışmalar kaçınılmaz olur ve birbirini sürekli eleştiren, küçümseyen ve iletişim kuramayan kuşaklar ortaya çıkar. Kuşaklar arası çatışmayı en aza indirmek için; kültürel değerlere ve sosyal ilişkilere sahip çıkıp, bunu yanında teknolojik gelişmeleri de yakından takip etmek gerekir. Hazreti Ali'nin dediği gibi;
Gençliği anlamaz hale
gelmişseniz, dünyadaki işiniz bitmiştir demektir.
0 Comments: