ANNUNAKİLER'İN GİZEMİ
Tarih sahnesi incelendiğinde
dünya gelişiminin büyük kısmı üç medeniyet üzerine odaklanmaktadır.
Mezopotamya'da bulunan Sümerler, Orta Amerika'da ortaya çıkan Mayalar ve
Kuzeydoğu Afrika'da yer alan Antik Mısır Medeniyeti. Bu uygarlıklar yazıdan,
tekerleğe, kağıttan takvime birçok icadın anavatanı olmakla beraber,
matematikten, astronomiye, tıptan mimariye (Mısır piramitleri) hukuk ve devlet
sistemlerine kadar inanılmaz gelişmeler göstermişlerdir. Bugün
insanlığın geldiği noktada bu medeniyetler büyük katkı sağlamıştır. Peki o
dönem şartlarında ve teknoloji seviyesinde uygarlıkların bu denli
gelişebilmesinin ve günümüz teknolojisi ile ulaşılamayan bilgilere ulaşmasının
ardındaki sır neydi?
Arkeolog Zecharia Sitchin'in
tabletler üzerine yaptığı araştırmanın sonuçları ise dünyayı şaşkınlığa
uğratmıştır. Sitchin'in Tanrı olarak bilinen insan üstü varlıkların tabletlerde
birçok yerde anlatıldığını ve bu varlıkların Dünyaya indiğine dahil çizimlerin
olduğunu iddia etmiştir. Tabletlerde edilen bilgilerde Gökten İnen Elliler
olarak tanımlanan Annunakilerden bahsedilmektedir. Yarı insan yarı hayvan
olarak tasvir edilen bu yaratıkların
altın, yiyecek ve madenler için yeryüzüne indirdikleri, alınan bu ganimetlere
karşı insanların gelişimlerine yardım ettiklerini ve bilmedikleri şeyleri
öğrettiklerini belirtmiştir. Gökten inen ve üstün bilgilere sahip olan
Annunakiler insanlar tarafından Tanrılar olarak resmedilmişlerdir.
Sümerlilerin özellikle
astronomi alanında bu denli ileri olmaları büyük şaşkınlık yaratmaktadır. Bu
tabletlerde resmedilmiş bir figür insanları hayrete düşürmüştür. Sümerliler
tarafından mühür olarak kullanılan tablettte bugünkü güneş sisteminin ve
gezegenlerin resmedildiği görülmektedir. Gelişmiş teleskoplar sayesinde
Uranüs'ün 1781'de, Neptün'ün 1841, Plütonun 1930'larda keşfedildiğini
düşünürsek bundan tam 6000 yıl önce tüm gezegenlerin ve güneşe göre
konumlanmalarının resmedilmesi büyük bir hayranlık oluşturmakla beraber,
kafalarda büyük bir soru işareti oluşturmaktadır. Tabletlerde bu bilginin
Sümerlilere gökten inenler tarafından verildiğinden bahsedilmektedir.
Resmedilen bu güneş sisteminde bir gezegen fazla gösterilmekte ve bu gezegenin
Annunakiler'in yaşadığı Niribu adlı gezegen olduğu iddia edilmektedir.
Geçtiğimiz yıllarda NASA Güneş sistemimizde yeni bir gezegenin varlığına dair
bulgulara ulaşıldığı açıklamasını yapmıştır ve daha sonra bu haber Washington
Post'ta yayınlanmıştır.
Sümerliler'den binlerce
kilometre uzaklıkta bulunan Maya Medeniyetine ait kalıntılar incelendiğinde
yine Sümerlilere benzer figürler işlendiği görülmektedir. Özellikle astronot
kıyafetli , kulaklıklı figür çizimleri dikkat çekmektedir. Mısır piramitlerinin
kusursuzluğu ve yapımında kullanılan taşların o günkü teknolojiyle
kilometrelerce taşınması akıllara Annunakileri getirmektedir. Mısır
kalıntılarında da yine gökten inen varlıklara yönelik çizimlere ulaşılmıştır.
Türkiye'de ise Frigya vadisi
olarak bilinen ve Afyon sınırlarında yer alan antik yerleşim yerinde bulunan
izlerin belli bir simetri şeklinde olduğu ve 15 milyon yıl öncesine ait bu
kilometrelerce devam eden izlerin belli araçlar kullanılmadan yapılamayacağı
konusunda araştırmacılar hemfikirlerdir. Aynı izlere Malta, İspanya, İtalya ve
Ukrayna'da da rastlanmıştır.
Sümer Tabletlerinde
Annunakilerin ülkelerinde yeteri kadar altın bulunmadığını ve bu sebeple
özellikle güneşin zararlı ışıklarından korunmak için dünyadaki altın
rezervlerine yöneldikleri belirtilmektedir. Bu medeniyetlere ait figürlerde
Tanrılara yemek ve altın sunulmasını resmeden birçok tarihi kalıntı
bulunmaktadır. O dönemlerde başta firavunlar olmak üzere insanların vücutlarına
güneşin zararlı ışınlarından korunmak için altın tozu sürdükleri tabletlerde
yazmaktadır. Özellikle son yıllarda araştırmacılar altın elementinin ozon katmanının tamir edilmesinde
kullanılabileceğini ileri sürmektedirler. Ayrıca yine altın sayesinde ozon
tabakası benzeri bir tabakanın oluşturulabileceği varsayımı üzerinde
durulmaktadır.
Eski Mısır Kralı III.Ramses'in halefine yazdığı mektup Annunaki araştırmacıları tarafından dikkatli
bir şekilde incelenmiş ve söz konusu mektupta Eski Mısır topraklarında bulunan
altın rezervlerinin yerlerinin belirtildiği anlaşılmıştır. Arkeolog ve
araştırmacılar mektupta belirtilen yerlere kazı çalışmaları yaptıklarında söz
konusu yerlerin yaklaşık 10000 yıl önce kazıldığını ve tüm altının
çıkarıldığını tespit edip hayrete düşmüşlerdir. Annunakiler tarafından sadece
altın değil diğer madenlerin de çıkardığı ve gezegenlerine götürüldüğü iddia
edilmektedir. Bunların başında da tabletlerde mavi taş olarak bilinen uranyum
gelmektedir. Bugün yapılan araştırmalar dünyanın belli noktalarındaki uranyum
kaynaklarının binlerce yıl önce çıkarıldığını doğrulamaktadır.Günümüz
teknolojisinde bile bir kaç süper güç devlet dışında bu madenlerin çıkarılması
mümkün gözükmemektedir.
Sonuç olarak, bu medeniyetlerin binlerce yıl öncesinde eldeki kıt
kaynaklarla bilim ve teknolojide günümüzde bile ulaşılamayan bilgilere ulaşması
Annunaki yada benzeri varlıklara ilişkin gerçeği gözler önüne sermektedir. Rad
suresinin 15 'inci ayetinde bahsedilen 'Göktekiler' ifadesi cismani varlıklar
için kullanılmıştır. Yine İsra suresinin 70'inci ayetinde 'Biz Ademoğullarını
yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık' şeklinde tefsir edilmiştir. Bu
açıdan değerlendirildiğinde yaratılmışların en üstünü insan değildir. Yine
Yasin suresinin 81'inci ayetinde “Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini
yaratmaya kadir değil midir? Evet, O, yaratan ve bilendir.” ifadesi evrende
yalnız olmadığımızın Kuran'da geçen kanıtıdır.
Birçok araştırmacı
Annunakilerin belli dönemlerde dünyaya gelerek insanların yaşamlarında büyük
etkiler bıraktıklarını belirtmektedir. Peki akıllara şu soru geliyor?
Annunakiler dünyaya en son ne zaman geldiler? Acaba insan ırkının gelişimine ne
gibi zarar ya da yararları oldu? Belki de birgün gelip yaptıkları tahribatı
düzeltirler ya da çok daha gelişmesini sağlarlar. Belki de çok uzun süredir
belli insanlarla ya da devletlerle iletişim halindeler ve bu sır gibi
saklanıyor. Öyle gözüküyor ki, Annunakilerin gizemi daha uzun süre insanların
kafasında bir soru işareti ve merak ettikleri büyük bir sır olarak kalmaya
devam edecek...
KAYNAKÇA:
1. Anunnakiler-Sümer'in Göksel Ataları, Göktürk
0 Comments: