Hasan Sabbah ve fedailerine ait tüyler ürpetici hikayeler birçoğumuz tarafından bilinmektedir. Haşhaşiler olarak bilinen ...

HASAN SABBAH VE YALANCI CENNET

1/15/2019 3 Comments

Kartal yuvası

 Hasan Sabbah ve fedailerine ait tüyler ürpetici hikayeler birçoğumuz tarafından bilinmektedir. Haşhaşiler olarak bilinen ve Alamut kalesinde (kartal yuvası) yaşayan bu  örgüt Selçuklu Devletinin yıkılma sürecini hızlandırmış ve başta Nizamülmülk olmak üzere birçok kanlı suikaste imza atmıştır. Öyle ki Latin dillerinde suikastçı anlamına gelen assasin kelimesi hashasinlerden gelir. Peki az sayıda olmalarına rağmen bu fedailerin bu denli cesur ve gözü kara olmasının sebepleri nelerdi? Bu açıdan insanın yanlışta olsa inandığında neler yapabileceğini görmekteyiz.

Fedailerin savaş kıyafetleri

 Tarihi kaynaklar incelendiğinde fedailerin çocukluktan itibaren çok zorlu eğitim süreçlerinden geçtiğini görmekteyiz. Bu süreçte ilmi ve askeri dersler dışında yoğun bir siyasi eğitimden  (İsmail Öğretisi) geçtikleri kaynaklarda belirtilmektedir. Çünkü bu yaşlarda beyinleri yıkanan gençlerin birer fedai olması ve seve seve ölüme gitmesi çok daha kolay olmuştur. Ayrıca söz konusu süreçte Selçuklu Devletinin İsmaili mezhebini hedef alan saldırıları, bu saldırı da ölen kişilerin çocukları üzerinde etkin şekilde kullanılmıştır. Devlet tarafından babasının haksız şekilde öldürüldüğü, yıllarca eziyetlere maruz kaldığı düşüncesinin empoze edilmesi ve çocuklarda oluşan travmaların bu amaçla kullanılması günümüzde bile birçok terör örgütü tarafından örnek alınmıştır.

Yetenekli savaşçılar

  Ancak verilen eğitimler bu fedailerin birer ölüm makinesine dönüştürülmesi için yeterli değildi. Bu noktada Hasan Sabbah'ın  yıllarca üstünde çalıştığı projesi devreye girmiştir. Yalancı Cennet...Alamut Kalesi çevresinde bulunan doğa harikası Deylem Bahçelerini cennetten bir köşe yapmak için çalışmalarına başlamıştır. Köle pazarlarından satın aldığı en güzel kızları bu bahçelere yerleştirmiştir.Yıllarca köle olarak yaşamış bu kadınlar Deylem bahçelerindeki rahat ve güzel yaşamı görünce adeta büyülenmişcesine peygamber olarak gördükleri Hasan Sabbah'a mutlak itaat şuuruyla hizmet etmeye başlamışlardır.
  
Deyrem Bahçeleri


  En ince ayrıntısına kadar düşünülmüş bu planda dünya hayatında cennetin anahtarının yeni peygamber Hasan Sabbah'ta olduğu ve kendisinin dilediği kişiyi cennete gönderebileceği fikri fedailere benimsetilmiştir. Daha önce Çin'e seyahat düzenleyen Hasan Sabbah haşhaş bitkisinin yerel halk tarafından kullanıldığını ve insanlar üzerinde ne tür etkilerinin olduğunu görmüştür. Daha sonra eğitimlerini başarıyla tamamlayan fedailerinin bir bölümünü  haşhaş içirerek yalancı cennetine göndermiştir. Kendilerini, her çeşit güzel kızların, rengârenk çiçeklerin, dünyanın dört bir yanından getirilmiş hayvanların ve mis gibi  yemeklerin ve kokuların olduğu bir yerde gözlerini açan fedailere rüyalarında tahayyül edemeyecekleri saatler yaşatılmıştır. Daha sonra tekrar haşhaşla uyutularak bu yalancı cennet bahçelerinden dönen fedailer içlerinde hiçbir kuşku kalmayacak şekilde sözde peygamberlerine itaat etmeyi kendilerine görev bilmişlerdir. Çünkü cennetin anahtarı ondadır ve o dilerse tekrar cennete gidebileceklerdir. Oysa cennet olarak bildikleri yer Alamutûn arka bahçeleridir.

cennet için intihar etme

  Yalancı cennetten dönen fedailerin anlattıkları şeyler diğer fedailer hatta düşman olarak gördükleri Selçuklu askerleri arasında da yayılmıştır. O andan sonra sözde cenneti gören fedailer için tek amaç vardır tekrar cennete gitmek. Bu sebeple seve seve canlarını vermeye hazırlardır. Bir rivayete göre, Selçuklu ordusunun kaleyi kuşattığı esnada ordudan bir temsilci kaleyi teslim etmeleri hususunda Hasan Sabbah'ın huzuruna gelmiş, Sabbah temsilcinin gözünü korkutmak ve gövde gösterisi yapmak için daha önce sözde cennetine gönderdiği fedailerinden birisine kaleden kendisini aşağıya atmasını, diğerine elindeki hançeri kalbine saplaması emrini vermiştir. Fedailer koşulsuz şartsız bu emri yerine getirmiştir. Çünkü onlar emre itaat ettiklerinde tekrar cennete gidebileceklerini düşünmektedirler.İşte Hasan Sabbah böyle bir kitleye tarihin en kanlı suikastlerini işlettirmiş, fedailerini ve cariyelerini Selçuklu saraylarına kadar sokmuştur. İşin trajikomik tarafı ise birçok kaynakta belirtildiği üzere Hasan Sabbah'ın özünde koyu bir ateist olmasıdır. İşte Haşhaşilerin meşhur hikayesi....

vücuduna bombalar sarılı çocuk

  Bu anlatılanlar göstermiştir ki insan denen varlık zevkleri ve nefisi için Allah'ın kendisine verdiği en değerli emanetinden yani canından kolaylıkla vazgeçebilmektedir. İnsanlığın bu büyük zaafı tarih boyunca birçok terör örgütü tarafından kullanılmıştır. Birçok insanın ölümüne neden olan canlı bomba eylemlerinin özünde bu fikir yatmaktadır. Bir an önce cennete ulaşma...Bu yüzden vücuduna bombalar bağlayıp kolaylıkla onlarca insanın ölümüne sebep olurlar. Bundan yıllar önce canlı bomba eylemi yapmak isteyen ancak başarılı olamadan yakalanan 13 yaşındaki bir çocukla yapılan röportajı izlemiştim. Çocuğun gazeteciye verdiği cevap tüyler ürpetiyciydi. 'Bu sefer olmadı bu hapishaneden kurtulduğumda tekrar deniycem ve cennetime kavuşucam'.

canlı bomba eğitimi

  Terör örgütleri potansiyel hedef gördükleri toplumların refah seviyelerinin yükselmesine izin vermemekte, geçmiş travmalardan yararlanmakta ve örgütün emelleri doğrultusunda ölen bireylerin cennete gidecekleri fikrini çocukluktan itibaren empoze etmektedirler. Terörün yoğun olduğu ülkelerde halkların refah seviyesi düşüktür ve terör örgütleri halkın gelişmesine ve huzurlu bir ortamda yaşamasına izin vermezler. Genç bireylerin kuracakları hayaller sınırlıdır ve dünya ideallerinden uzaktırlar. Bu sebeple kolaylıkla kendi birey kimliklerinden vazgeçip örgüt kimliğini sahiplenirler. Bu nokta da devletlere düşen görev halkının sosyal ve ekonomik seviyesini en üst seviyede tutmak ve bireylerin kendilerini değerli hissetmelerini sağlamaktır. Kendini değerli hisseden, gelecek ile ilgili hayaller kurabilen çocuklar birey kimliklerinden kolay kolay vazgeçmezler.

3 yorum:

  1. dagların seyhi hasan sabbah okumustum kitabını güzel özetlemişsin ellerine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim Vladimir Bartol'dan Fedailerin Kalesi Alamut'u da okumanızı tavsiye ederim.

      Sil
  2. Güzel bir anlatim nolnus

    YanıtlaSil