Justin Kruger ve David Dunning tarafından geliştirilen bu teori günümüz iş ve siyaset dünyasının en büyük problemlerinden...

DUNNING KRUGER SENDROMU (CAHİL CESARETİ)

1/24/2019 0 Comments



cahil insan her zaman daha mutludur

   Justin Kruger ve David Dunning tarafından geliştirilen bu teori günümüz iş ve siyaset dünyasının en büyük problemlerinden birini çok açık şekilde gözler önüne sermektedir. Bu probleme halk tabiriyle Cahil Cesareti diyoruz. Aslında hepimiz tarafından bilinen bu gerçek çok güzel örneklemelerle bilimsel bir araştırmanın konusu olmuş ve 2000 yılında araştırmacılarına Nobel Ödülü kazandırmıştır. Peki nedir bu cahil cesareti?


Cahil insan herşeyi bildiğini zanneder

   Söz konusu teoride 'Cehalet gerçek bilginin aksine kişinin kendine olan güvenini arttırır' hipotezinden hareketle yola çıkılmıştır. Bu kapsamda Cornell Üniversitesinde yapılan sosyal deneyde öğrencilerin sınavdan bekledikleri notlar sorulmuştur. Soruların %10'unu bile yanıtlayamayan birçok denek 60 ve üzeri not beklerken, soruların %90'dan fazlasını yanıtlayan denekler 70 ve üzeri beklediklerini söyleyerek en alçakgönüllü grubu oluşturmuşlardır
    
kariyer basamaklarını haksız yere tırmanan insan
  
  Birçoğumuz sosyal hayatımızda karşılaştığımız özellikle yönetici ve amir pozisyonundaki bazı bireylerin mevcut kapasiteleriyle nasıl bulundukları konumda olduklarını tartışırız. Hiçbir vasıfa sahip olmayan bu bireylerin kariyerlerinde nasıl bu denli yükseldiklerini merak ederiz. Yetersiz vasıflara sahip bireyler bu durumdan haberdar olmadıkları için karşılarına çıkan fırsatlara bilgi ve tecrübe sahibi olmamalarına karşın büyük bir özgüvenle talip olurlar. Teori bu cesaretin bireylerin cehaletinden kaynaklandığını iddia etmektedir.


kedi kendini aslan şişman insan atletik görür

   Özellikle iş hayatında çok bilgili olduğuna inanan bu yetersiz kişilerin sürekli kendilerini ön plana çıkarmaya çalıştıklarını, yaptıkları küçük ve değersiz işleri büyük bir başarıymış gibi gösterdiklerini, hiçbir endişe yaşamadan en ufak bilgi ve tecrübelerinin olmadığı işlere talip olduklarını ve böylece kolaylıkla amir pozisyonundaki kişilerin kendilerine bakış açılarını olumlu yönde etkilediklerini görürüz. Kısacası bu cahil cesareti bireyde inanılmaz bir özgüven itici güç oluşturur. Böyle kişiler için toplumda kifayetsiz muhteris tabiri kullanılmaktadır.

bilgili insan daima kuşkuyla bakar

  Diğer yandan gerçek anlamda bilgi birikimi ve tecrübeye sahip bireylerin daha mütevazi olduklarına ve yaptıkları önemli işleri sıradan görme eğilimi gösterdiklerine şahit oluruz. Üstlerince takdir edilmeyi bekleyen bu bireyler zamanla değer görmediklerini düşünür ve iş motivasyonunu kaybederler. Bundan dolayı  amirleri tarafından işin üstesinden gelecek bireyler olarak görülmediklerinden önemli görevlere layık görülmezler ve teoriye göre amirleri tarafından ihtiras eksikliği ile suçlanırlar.

 Yapılan araştırmalarda bu sendromun etkisinde kalan  bireylerin ortak özellikleri sıralanmıştır.
  • Niteliksiz olduklarının farkında değillerdir.
  • Niteliklerini sürekli olarak abartırlar.
  • Nitelikli insanları farketmede zayıf kalırlar.
  • Eğitim almaya başladıklarında niteliksiz olduklarını farketmeye başlarlar.
  • Bilgiye ve eğitime önem vermezler.
  • Herşeyin en iyisini kendilerinin bildiklerini iddia ederler.
  • Çok fazla gürültü çıkararak stress yaratırlar.
  • Fikir alışverişi ve kendilerine yardım edilmesine karşıdırlar.
  • Her ihtimali hesaplamış gibi davranırlar.
  • Çok kolay yalan söyler ve söylediklerini inkar ederler.
  • Başarısız oldukları zaman hemen bir günah keçisi bulurlar ve suçu kabullenmezler.
  • Üstlerine dalkavukça astlarına zalimce davranırlar



çok konuşan bilgisiz insan daima haklıdır

   Bu tip bireylerle sadece iş dünyasında karşılaşmayız. Sosyal ortamlarda da bu sendromun etkisinde olan birçok insan görürüz. Bu kişiler sözde bilimden felsefeye hukuktan insan ilişkilerine her konuda bilgi sahibidirler. Siz bir konuda ne kadar uzman olursanız olun  onlar kadar bilmeniz mümkün değildir. En küçük bir donesi olmamasına rağmen sürekli gelecekle ilgili net tahminlerde bulunurlar. Lugatlarında bilmiyorum kelimesi yoktur. Hiçbir şekilde haklılığınızı kabul etmezler. Elde ettikleri en küçük bir başarıyı ya da yaptıkları en küçük bir iyiliği sürekli abartarak anlatmaktan çekinmezler. Aslında baktığımızda bu kişiler büyük bir psikolojik rahatsızlık içindedirler ve bu dengesiz davranışlarının farkında olmadan hayatlarına devam ederler. Bu rahatsızlık memurundan, sanatçısına, siyasetçisinden bilim adamına kadar çok geniş bir kesimi etkilemektedir.

Cahilller gürültü yaparlar

  Sonuç olarak, bu sendromun etkisindeki insanların elde ettikleri konumlar ve çıktıkları kariyer basamakları, yaratıcılık ve verimlilik anlamında bulundukları çevreye büyük zararlar vermektedir. Az okuyan ve eğitim seviyesi düşük toplumlarda bu sendromun görülme olasılığı daha yüksektir. Özellikle siyaset alanında önemli makamlara gelen yetersiz bireylerin ülkelerine ne denli zarar verdikleri net şekilde görülmektedir. Şuan mevcut Venezuella'da yaşanan süreç bu hususa iyi bir örnek teşkil etmektedir. Malesef geçmişten günümüze ülkemiz açısından değerlendirildiğinde de durum pek parlak gözükmemektedir. Bu açıdan kaliteli eğitime gerekli özenin gösterilmesi, liyakat kriterlerinin net çizgilerle belirlenmesi, bireylerin yeterli olduğu konularda gerekli özgüvene sahip olması noktasında motive edilmesi ve yeterliliklerine istinaden ön planda olma gayretleri bu sendromun etkilerini büyük oranda azaltacaktır. Ünlü düşünür Bertrand RusselI'ın sözü bu konuyu net bir şekilde özetlemektedir;

"Dünyanın en büyük problemi, akılsız ve fanatik kişilerin kendilerinden son derece emin olması, buna karşılık zeki insanların sürekli şüpheler içinde olmasıdır."


0 Comments: